-
1 nefes darlığı
-
2 nefes darlığı
уду́шье -
3 nefes darlığı
кату -
4 nefes darlığı
n. shortness of breath* * *1. asthma 2. dyspnea -
5 nefes darlığı
Tənəffüsün çətinləşməsi; bronxial astma -
6 nefes darlığı
"difficulty in breathing; asthma" -
7 nefes darlığı olan
adj. short winded -
8 nefes darlığı çeken
adj. short of breath -
9 nefes
nefes Atem m; Zug m (beim Rauchen); Hauch m; Heilung f durch Besprechung und Anhauchen (Aberglauben);-e nefes aldırmamak jemanden nicht zu Atem kommen lassen;nefes almak Atem holen, atmen; einatmen; fig verschnaufen;geniş nefes almak tief (ein)atmen;nefes darlığı Asthma n, Atemnot f;-e nefes etmek einen Kranken durch Besprechung und Anhauchen heilen;nefes nefese ganz außer Atem; gerade eben;nefes tüketmek fig fam sich (D) den Mund fusselig reden;nefes vermek ausatmen;nefesini tutmak den Atem anhalten -
10 nefes
"1. breath. 2. puff, draw, drag (on a pipe, cigarette). 3. instant, moment. 4. breath which has healing power (and which is blown upon the sick). 5. poem (sung by dervishes). 6. slang hashish, hash. - alamamak 1. to be unable to breathe properly. 2. to be very busy, not to have time to catch one´s breath. - aldırmamak /a/ to work (someone) very hard, not to give (someone) a chance to catch his breath. - almak 1. to breathe; to breathe in, inhale. 2. to feel relieved, breathe freely. 3. to take a short break, catch one´s breath; to rest. 4. to live, breathe. - borusu anat. trachea. - çekmek 1. to take a puff, draw, or drag (on a pipe, cigarette). 2. slang to smoke some hash. 3. slang to have sexual intercourse, have sex. - darlığı 1. shortness of breath. 2. asthma. - etmek /a/ to blow one´s breath upon (someone) (to cure him/her of an ailment). - kesici breathtaking, thrilling; suspenseful, suspense-filled. -i kesilmek to be thrilled: O manzara karşısında herkesin nefesi kesildi. That view took everybody´s breath away. -i kesilmek/daralmak/tutulmak 1. to have difficulty breathing. 2. to gasp, catch one´s breath. - nefese out of breath, panting. - tüketmek 1. to talk at great length, talk until one is blue in the face. 2. to expend a lot of hot air for nothing, waste one´s breath. - vermek to breathe out, exhale." -
11 anhelation
nefes darligi -
12 short of breath
nefes darlığı çeken, tıknefes -
13 shortness of breath
nefes darlığı, solunum yetmezliği -
14 short of breath
nefes darlığı çeken, tıknefes -
15 shortness of breath
nefes darlığı, solunum yetmezliği -
16 astım
1. ربو [رَبْو]2. نسمة [نَسَمَة] -
17 Atemnot
-
18 wheeze
n. hırıltı, hırıldama, hırıltılı ses, bayat espri, bayat şaka, oyun, parlak fikir, şaka [arg.], hışıltı, hışıltılı nefes————————v. hırıldamak, hırıldayarak solumak, hırıltı ile söylemek* * *1. hırılda (v.) 2. hırıltılı (adj.)* * *[wi:z] 1. verb(to breathe with a hissing sound and with difficulty.) hırıltıyla solumak, hırıldamak2. noun(such a sound.) hırıltı, nefes darlığı- wheezy- wheezily
- wheeziness -
19 одышка
-
20 dyspnea
n. solunum güçlüğü* * *1. dispne 2. nefes darlığı
- 1
- 2
См. также в других словарях:
nefes darlığı — is., tıp Solumada yaşanan sıkıntı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller nefes darlığı çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes darlığı çekmek — solumada sıkıntı yaşamak Nefes darlığı çeker, sık sık tedavi olmak için başka şehirlere gider gider gelirdi. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes — is., Ar. nefes 1) Soluk 2) Şifa amacıyla hastaya okunan dua 3) Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu. H. Taner 4) mec. Canlılık, hayat belirtisi Bir insan daha … Çağatay Osmanlı Sözlük
DÎK-UN NEFES — Nefes darlığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
USR-ÜN NEFES — Nefes darlığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
soluk darlığı — is. Soluk alamaz duruma gelme, nefes darlığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
darlık — is., ğı 1) Dar olma durumu 2) mec. Geçim zorluğu 3) mec. İç sıkıntısı Yüreği göğsünü yırtacak gibi hopluyor, boğazına bir darlık tıkanıyordu. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler göğüs darlığı gönül darlığı mitral darlığı nefes darlığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıknefes olmak — nefesi tıkanmak, nefes nefese kalmak, nefes darlığı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
astım — is., Fr. asthme tıp Bronşların daralmasından ileri gelen nefes darlığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yelpik — is., ği, hlk. Nefes darlığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
USRET-İ TENEFFÜS — Teneffüs zorluğu, nefes darlığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük